2 Mayıs 2015 Cumartesi

   MISIR,İSRAİLOĞULLARI, KABALA VE İLLUMİNATİ


Bu kavramları anlamadan illuminati’yi, masonluğu ve gizli örgütlerin amaçlarını bilemeyiz. Kavramlar ve semboller bir toplumun, bir öğretinin kalbidir. Çünkü öğretinin , dinin ve ideolojinin en büyük özelliği yayılmak ve insanlara ulaşmaktır. Bunu da kavram ve sembollerle insanların kafasına kazırlar. Siz bir sembolü gördüğünüz zaman sadece şeklini değil aynı zamanda manasını da aklınıza getirirsiniz. Bizde size kavramlar ve semboller üzerinden size illuminati’yi anlatmaya çalışacağız:

Buradaki en önemli kavram yaradalış kavramıdır. Buradaki temel kavramlar Allah-Şeytan, Habil-Kabil, İyi- Kötü, Ahuramazda-Ehriman,Ying Ve Yang gibi kavramlarda olduğu gibi evrende iki görüşün savaşı vardır. Ve bu savaş devam etmektedir. Bu yaradılış kavramının özetidir. Buradaki bizi ilgilendiren en önemli unsur Allah – Şeytan arasındaki savaştır. Allah kavramı  dinin kuralları, haram ve helalleri kapsarken-ibadet, itaat gibi- şeytan tam tersini kapsar. Dinde meşru evlilik ön plana çıkmışken, ensest ilişkinin şeytani kavram olması gibi.


Allahı temsil eden kesimde peygamberler,evliyalar ve Allahın kulları varken şeytanın emrinde iblisler, cinler ve büyücüler vardır. Çünkü büyücülük şeytanidir ve dinler büyücülüğü kesinlikle yasaklamışlardır. Neden  büyücülük kavramına girdiğimi de anlatmak gerekirse illuminati ve illuminati gibi okült örgütlerin  temelinde büyücülük vardır. Bunun tarihini anlatmak gerekirse:

"... Ve onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küfrettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).

            Hz. Allah Harut Ve Marut  adlı iki melekle büyü ilmini insanlara öğretiyor. Buradaki amaç insanlara yardımcı olmak. Ama her zaman olduğu gibi insanlar bunu kötü emeller için kullanmaya başlıyor. Tabi Mısır’lılar büyücülükte zirve noktaya ulaştılar :

            Sonra on-ların ardmdan Musa ve Harun'u âyetlerimizle birlikte Fir'avun'a ve adamlarına gönderdik; böbürlendiler ve suç işleyen bir topluluk ol-dular. Onlara katımızdan gerçek (mucize) gelince: 'Bu, bu apaçık bir büyüdür.' dediler. Musa: 'Size gelen gerçek için (böyle) mi di-yorsunuz? Büyü müdür bu? Halbuki büyücü-ler iflah olmazlar.' dedi. Dediler ki: 'Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden çeviresin de yeryüzünde büyüklük yalnız iki-nize kalsın diye mi bize geldin? Biz size ina-nanacak değiliz!" (yunus suresi: 75-78).

            O sırada tabi Hz Musa kimlerdendi. İsrailoğullarından. Babil hükümdarı Nebukadnazar Yahudileri yurtlarından sürünce bir kısmıda Mısır’a yerleşmişlerdi. Yahudiler daha çok ikinci sınıf insan muamalei görmekte , piramit ve tapınakların inşasında çalışıyorlardı. Tabi mısırda büyü ilmini öğrendiler. Mısırın kültürünü benimsediler. Öyle ki Musa Aleyhisselam ile Mısır’dan çıktıktan sonra Kızıldeniz mucizesini görmelerine rağmen ilk fırsatta buzağıdan put yapıp tapmağa kalkışmışlardı.

      İşte mısırda öğrendikleri bu öğretileri kendi kültürleriyle yoğurarak Kabala(Kabbalah) ilmini ortaya çıkardılar. Kabalanın her ne kadar Museviliğin tamamlayıcısı olduğunu iddia etseler de aslında kabala büyücülüğün, şeytana tapınmanın yol ve yöntemi haline gelmiştir.



            İşte bu kabala illuminati ve masonluğun temelini oluşturmaktadır. Ben size illuminatinini tarihini veya kabalanın açılımını anlatmayacağım. İnternette bunlarla bir sürü bilgi var. İlluminati, kabala ve masonlukta iç içe geçmiş semboller ve bunların anlamlarını anlatmaya çalışacağım.illuminati ile ilgili en iyi internet sitelerini yazıp gerekli videoları paylaşacağım. Eğer bu savaş Mehdi-Mesih Ve Deccal arasındaki bir savaş ise bizde olmamız gereken safta yer alıp savaşımıza başlayalım. Allah yar ve yardımcımız olsun. 

                  İLLAMİNATİ VE ESKİ MISIR

Ufo Fenomeni, Cinler ve Etkileri 

Merhabalar arkadaşlar.. Bu yazımızda bir çok konuya değineceğiz. Antik Mısır'dan Adolf Hitler'e, Hz.Musa'dan 11 Eylül'e kadar bir çok konu hakkında yazacağız. Yazımızın tamamının anlaşılmasını beklemiyoruz ancak kafanızda oluşan bir çok soruya cevap bulacağınızın garantisini veriyorum.

"O halde sen bu şerefli sözü, Kur'ân'ı yalan sayanı Bana bırak! Biz onları, bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden, yavaş yavaş azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veriyorum! Doğrusu Ben'im düzenim, pek sağlamdır." 
Kalem Suresi / 45. Ayet

İlluminati dendiği zaman ilk akla 1776 yılı gelir ama bu büyük bir hatadır çünkü İlluminati'nin temeli antik Mısır'a dayanır. Yazımın devamında size bunu açıklayacağım ama önce bu ruh hastalarının inançlarının temeline girelim.


Bunların İnançlarına göre, Güneş tanrısı Ra'nın 4 çocuğu var. Ra'yı hepimiz tanırız hani bulmacaların vazgeçilmez sorusu olan "bir Mısır tanrısı". İsimleri ise, İsis,Osiris, Nephtys, Seth. İki kız iki erkektirler. İsis ve Osiris evlenirler. İki kardeş evlenir mi abi demeyin bu şeytani ailelerde çok normaldir enses ilişkiler. İsis ve Osiris evlenirler ama bu durum Seth'in pek hoşuna gitmez çünkü Ra'nın krallığı bu ikisine kalacaktır. "Her şeye siz mi sahip olacaksınız abi, biz neciyiz panpa?" der ve kirli planlar yapmaya başlar. 

Aklına çok iyi bir fikir gelir, Osiris'i öldürecektir. Bir gün Osiris'i kandırıp Nil nehrinin kenarına götürür ve öldürür. 14 parçaya böler Osiris'i bu manyak.

O zamanlar Ra kuvvetli olduğundan parçaları birleştirerek ölüleri diriltebilmesinden dolayı parçaları bulmaya çalışırlar. Bizim gözünü kan bürümüş Seth parçaları İsis bulamasın diye p her birini dünyanın farklı yerlerine gizler. Bereket ve Bolluk tanrısı İsis hanım parçaları arar durur ama 13 parçayı toplar yalnızca 1 parçası eksiktir. 

Erkeklik cinsel organı, size o cinsel organın İstanbul'da olduğunu söylesem şaşırmazsınız değil mi? Derken Osiris dirilir.Gerdeğe girerler ve İsis hanım hamile kalır. "Nasıl kalacak salak adamın şeyi yok?" yani cinsel organı diyeceğinizi biliyorum. Açıklayayım bu durumu, Ra şeytandan yardım ister ve şeytan ben İsis'in rahminde ruhumdan bir parça veririm ve İsis hamile kalır diyerek yardım teklifini kabul eder. Sonra bizim meşhur Horus doğar. 

Hani şu "All Seeing Eye" yani her şeyi gören göz'ün sahibi ve İlluminati piramidinin tepesinde ki tek gözün ifade ettiği kişi diğer bir adı ise Deccal. Osiris ise bu olaydan sonra yarı diri olarak ölüler diyarının kralı olur. 13 sayısının kutsal olmasının bir sebebi de budur. Osiris'in ölümden sonra ki sonsuz yaşamın simgesi olur ve onu da tavşan işareti temsil eder. Playboy'un işaretinin tavşan olmasının sebebi de budur.

                  FRİGYA MASON İLLÜMİNATİ DECCAL BAĞLANTISI NEDİR ?


FRİGYA = MASON=İLLÜMİNATİ -DECCAL BAĞLANTISI NEDİR ?

MİTRACILIK VE MASONİK BAĞLANTII DEŞİFRE

ŞEYTANİLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ YAPTIKLARI pagan

YANİ şeytana tapma ayinleridir ...
BABİL DEN BAŞLAYAYARAK-SÜMER+MISIR-PERS+HİTTİ-FRİG -İON- ROMA VE DİĞER şeytani medeniyetlerin TAPINMA ritüelleri aynıdır...
BİNLERCE YIL ÖNCE YAPILMIŞ TAŞ ŞEKİLLER
STONEHENGE lerden MISIR PİRAMİTLERİNE ...GÜNEY AMERİKA DAKİ tapınaklara dek...HEPSİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ MEVCUTTUR:..
BU TAPINMA RİTÜELİNİ BAKIN İŞİN EHLİ NASIL AÇIKLAMIŞ :

" Mithra ayinleri, zamanla Dionysos-Sabazius gizemlerinin yerini alırken, Mithra'nın "mağara"ları da, Babil'den İngiltere'ye kadar yayılan bir alanda, eski tanrıların yeraltı tapınaklarının yerine geçiyordu."
M. P. Blavatsky, Isis Unveiled ( meşhur şeytani Blavatsky Hitleri de en çok etkileyen kadındır ve büyü vs her türlü PAgan pislikle uğraşmıştır )

Mithra putu FRİG putlarındandır KİBELE de onlardandır...

"Geç Helenistik dönem kötümserliğin egemen olduğu bir çağdı. Bu çağda hem Helen akılcılığı, hem de Doğu'nun otoriter din kurumları iflas etmişti. Her ikisi için de tek çıkar yol, kurulu yasaları yok sayan, akıl ve mantık üstü bir kurtarıcı bulmaktı."

"Batı'daki Mithra'nın köklerinin, İran'daki Zerdüşt Mithra'sı inançlarında değil de, Mezopotamya ve Anadolu'da tapınılan "daevic" tanrı kültünde bulunma olasılığı daha fazladır. Batı'nın Mithra'sı, kurtarıcı tanrılar çağında, bir kurtarıcı tanrıydı."

Richard N. Frye, The Heritage of Persia



" Mithra kültü, eski Ari'lerin Ahura-Mazda tapımlarından türemiş ve yaklaşık olarak İÖ on beşinci yüz yılda eski İran'da ortaya çıkmıştır. "Mihr" (Mithra'nın Farsça karşılığı) yalnızca "güneş" anlamına gelen bir sözcük olmakla kalmaz, aynı zamanda "dost, arkadaş" anlamını da taşır. Bu pagan tanrıya özgün tapımın, yani hem güneş tanrısı, hem de sevgi tanrısı olarak tapılmasının, asıl nedeni belki de bu anlamlardan kaynaklanmaktaydı. İÖ üçüncü yüz yıl başlarında, Pers İmparatorluğunun Batı sınırlarında bulunan askeri yönetimler Mithra'ya "ilahi savaşçı" olarak tapmaya başladılar. Mithra, artık sevgi dolu güneş tanrısı olmaktan çıkıp, gücün dostu, askerlerin "yenilmez" tanrısı haline gelmişti."

Quest for the Past

"Eski Ermenilerin inançları arasında en evrensel olanı Mithra kültüydü. Mithra bir yandan güneş, yani Helios ile, diğer yandan Apollon ve Hermes ile eşdeğerdi. Özgün olarak bu tanrı, Ahura-Mazda'nın yandaşı olarak savaşan bir ışık kaynağı, bir tür melek biçiminde kabul edilmişti. Mithra'nın savaşçı niteliğini daima koruduğu anlaşılmaktadır...Mithra bayramları, Mithrakana'lar, İran'da her yıl yedinci ayın on altıncı gününde kutlanırlardı. "

Barney and Lang, The People of the Hills

" Mithra'cılık Pers ordularının fetihleri ile yayıldı. Pers'lerin muhteşem savaş makinası Suriye, Kalde ve Küçük Asya'ya doğru genişledikçe, Mithra'nın ünü ve etkisi aynı ölçüde gelişiyordu. Ünlü Pers general ve yöneticisi, Darius'un ölümünden sonra bile, Helen kültürünün rekabetine rağmen, Mithra'cılık halkın ilgisini çekmeye devam etti."

"Mithra'cılık hiç bir zaman Yunanistan'da değerli bulunmadı ve kabul görmedi. Bu ilgi eksikliği, Helen'lerin Pers'lere karşı hissettiği antipatiden ve iki ulusun aralarındaki unutulmaz savaşlardan kaynaklanıyordu. Ancak, bu antipati yalnızca Helen'lere özgü olarak kaldı; zira Hıristiyanlığın başlangıcında, Mithra inancı, Doğu'da İndüs vadisinden, Batı'da Karadeniz'e kıyılarına kadar yayılmış durumdaydı. Mithra'cılık Anadolu yaylasında büyük ölçüde kabul görmüştü. Roma'lılar, Mithra'cılık ile, Aziz Paul'un memleketi Kilikya'da tanıştılar."

"...Roma'lı askerler kısa sürede Mithra inancını başkentlerine taşıdılar. Helenistik dönemde, Doğu'nun dışında pek fazla tanınmayan Mithra'cılık, böylece tüm İtalya'ya yayıldı."

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

" Mithra kültü, Romalı lejyonerlerce büyük ilgi ve hevesle karşılandı. Mithra'cılık lejyonerlerle birlikte İran'dan Roma'ya, Tunus'a, Ren nehri boylarına ve ta Londra ve Hadrianus surlarına kadar yayıldı. Mithra, insanları Hıristiyanlığa yönlendiren hemen hemen aynı gereksinim ve dürtüleri tatmin etmekteydi, zira rütbe ve karşılıklı sorumlulukların, yerleşik toplumsal statüye göre değil, kapalı bir çevrenin gizli bağlarına göre oluştuğu bir kardeşlik topluluğuydu. Mithra'cılık, Roma İmparatorluğu'nun toplumsal yapısının içine yayılmış ve güçlü sadakat gerektiren bir yeraltı şebekesiydi."

John Romer, Testament

Kült Uygulamaları

" Diğer gizem dinlerinin aksine, Mithra'cılık yalnızca erkeklere açıktı. Bu nedenle, hiç bir bakımdan evrensel bir inanç olarak değerlendirilmesi olası değildir. Mithra, yenilmeyen ve hiç bir zaman da yenilmeyecek olan güneşi (sol invictus) temsil etmekte ve askerlerin cesaret, başarı ve özgüvenini simgelemekteydi. Kültün etik değerleri, bir asker için gerekli olan özdenetim ve benzeri erdemleri içermekteydi. Bu değerler, Mithra'cılığın Roma ordusunda yaygınlaşmasının ana nedeniydi. İmparatorların koruyuculuğu da oldukça etkin olmuştu. İS İkinci yüz yıldan başlayarak, Roma İmparatorları "invictus" unvanını takınmışlardı."

Ninian Smart, The Religious Experience of Mankind

"Mithra'cılık, tanrısal bilginin yedi derecede düzenlendiğini kabul ediyordu. Üyelerin bir dereceden bir sonrakine geçmeleri, her dereceye özgü özel bir inisiyasyon töreni, cesaret ve dayanıklılık sınavları ile gerçekleşmekteydi. Yedi bilgi derecesi, yedi gezegene karşılık geliyor, dereceleri tırmanmak ruhun gezegen katmanlarını aşarak cennete doğru yükselmesini simgeliyordu."

Ancient Wisdom and Secret Sects

MASONLUKLA İLGİNÇ BENZERLİK TAŞIYAN ÖZELLİKLER :


"Yeni üyenin ölümünü ve bambaşka bir insan olarak yeniden doğumunu simgeleyen inisiyasyonun en düşük derecesi "Sacrement" (dinsel tören) olarak adlandırılırdı."

Arkon Daraul, Secret Societies

"Liturgy of Mithra" (Mithra Ayini) adlı, Hermetik Gnostizm'in etkisinde olan bir metinde şu sözler yer alır:"Bugün, senden yeniden doğan kişi, ölümsüzlüğe kavuşan sayısız kişilerden biridir..." ve "Yaşam veren doğumun yinelenmesi için yeniden doğan..."

Mircea Eliade, Rites and Symbols of Initiation



"Yükseliş, her biri bir gezegen tarafından yönetilen, yedi inisiyasyon derecesi ile simgeleniyordu: Kuzgun (Merkür), Gelin (Venüs), Asker (Mars), Aslan (Jüpiter), Pers (Ay), Güneşin Habercisi (Güneş) ve Baba (Saturn). En son amaç, kozmosun tüm düzeylerini aşmak ve durağan yıldızlara, sonsuzluğa ulaşmaktı."

An Encyclopedia of Archetypal Symbolism



"Mağaralarda gizlice düzenlenen ayinlerde, her bir derece için ayrı bir maske ve giysi giyilirdi."

"Adaylar, Mithra kültüne on iki ayrı sınavdan başarı ile geçerlerse kabul edilirlerdi. Bu sınavlar arasında ateş, su, açlık, soğuk, kırbaçlanma, dağlanma ve kan akıtılması gibi zorlu denemeler vardı. Adayları neredeyse tüketen bu sınav süreci yedi hafta kadar sürerdi. Başarılı olanlar, dinin gizemlerini saklayacaklarına and içerler ve ondan sonra vaftiz edilirlerdi."

Quest for the Past

"Adaylar gizlilik andı içtikten sonra, yalnızca kült üyelerinin bildikleri kutsal sözcükleri öğrenirlerdi. Adaya sivri bir başlık, üzerinde takımyıldızların resimleri bulunan bol bir tünik ve burç simgeleri ile süslü bir kemer giydirilir, eline bir çoban değneği tutuşturulurdu. Göğsüne takılan altın bir yılan adayın bir Mithra müriti olarak inisiye olduğunu kanıtlardı."

"Mithra törenlerinin arasında en dikkat çeken uygulama, adayın sahte bir ölüm deneyimi yaşamasıydı. Ölüm, yaşamın yenilenmesinin ve tüm manevi değerlerin baştan oluşturulmasının mantıklı bir hazırlığı olarak düşünülüyordu. Mithra'cılıkta ölüm, yeni bir yaşamın başlangıcıydı. Ölüm ve yeniden doğuş özelliği o denli inandırıcıydı ki, İmparator Commodus, ritüelin uygulamasında gerçek bir cinayet işlemekten kendini alamamış ve töreni lekelemişti."

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

ATEŞ EHLİ VARLIKLARLA İLETİŞİME GEÇME ŞEKLİ TARİF EDİLMİŞ

"Günümüzdeki gizli örgütlerden bazılarının kökeninde bulunması olası olan Mithra'cılığın, bu tür örgütlerin esasını oluşturan bir çok öğeyi içerdiği görülmektedir. Mithra kültü, mensuplarının üzerinde, yüce bir varlıkla gerçek ya da kurgusal bir ilişki kurma deneyimini yaratmaya çabalayan bir eğitim sistemidir. İnsanoğlunun gücünü aşan bazı olayları sağlamak için birtakım sözcüklerin kudretine inanmak, Mithra'cılıkta bulunan büyüsel yönü göstermektedir."
Arkon Daraul, Secret Societies

Mithra'cılık ve Masonluk

"Mithra'cılığın masonlar için büyük önemi vardır, zira bu eski gizem dini, masonluğun simgelerinin bir çoğunu içermektedir. Mason bilgeliğinin bazı yönlerinde Mithra'cılığın katkısının bulunması pek olasıdır."

Harry Kenison, The Mystery of Mithra



"Mithra'cılık mukaddes masonluktur."

Sir Samuel Dill, Roman Society in the Last Century of the Western Empire

"Mason yazarlar, masonlukla Mithra'cılık arasında bir çok benzer noktalar bulunduğunu açıklamışlardır. Bir keresinde, Albert Pike, Masonluğun eski gizem dinlerinin modern mirasçısı olduğunu söylemiştir. Bu benim pek onaylamadığım bir iddiadır. Eski gizem dinleri ile bizim kardeşliğimiz arasında benzerlikler vardır, ancak bu benzerliklerin çoğu yüzeysel niteliktedir ve içerikten çok, örgütlenme ve rit uygulamaları gibi dış özelliklerdedir"

"...Yine de, masonlukla Mithra'cılık arasında bulunan benzerlikler şaşırtıcıdır."

H. L. Haywood, Mithraism: Freemasonry and Ancient Mysteries



"Mithra inancına bağlı Roma lejyonları Almanya, Fransa ve Britanya Adalarına doğru yayılırken köprüler, yollar ve kaleler inşa etmek için mimarları ve duvarcı ustaları yanlarında götürmüşlerdi. Masonluk ile Mithra'cılığın bazı yönlerden benzerlikler içermesi, buradan kaynaklanıyor olabilir."

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

"Mani'cilik, Mithra'cılığın küllerinden doğmuştur. Roma Katolik kilisesi ve teolojisini düzenlemek için çok çaba harcamış olan Aziz Augustine, önceleri ateşli bir Mani'ciydi. Bu yüzden, Aziz Augustine sayesinde eski Mithra inancının pek çok özelliği Hıristiyanlığa aktarılmıştır. Mani'cilikten Paulisianizm, Paulisianizm'den de Orta Çağın güçlü kültleri olan Kathar'lar, Patari'ler, Waldenses'ler ve Hugenot'lar ile daha nice benzer gelişmeler kaynaklanmıştır. Bu farklı kanallar vasıtasıyla Mithra'cılık Avrupa'da sürüp gitmiştir. Sıkça ileri sürüldüğü gibi, bu eski kültün izlerini mason tören ve simgelerinde bulmak olasıdır. 




           Birleşik Devletler Senatosu forsu üzerindeki MASONİK SİMGE Frigya başlığı





                                     Küba Arması ve üzerinde Mason simgesi Frigya başlığı

              İLLUMİNATİ VE İSLAM

“Din yok, bilim var” sloganıyla hareket eden İlluminati örgütü tüm İslam´a ve tüm Dünya´ya karşıdır. İslam’ın ona karşı hareket alması gerekmiyor mudur? Bu tarikat Deccâl´in tarikatı mıdır?
İslam inancına aykırı yüzlerce, binlerce doktrin ve düşünce vardır. Bütün bunlara cevap yetiştirmeye çalışmak ciddi bir zaman israfı olur. İmam Sekkakî’nin manzum olarak ifade ettiği gibi, “eğer her ürüyen köpeğe bir taş atmaya kalkarsan, yeryüzünde taş kalmaz”

Bir davada tez sahibi olmak, anti tez sahibi olmaktan çok daha iyidir. Anti tez sahipleri her zaman tez sahiplerinin değirmenine su taşımak zorunda kalır. Çünkü anti tezle konuya yaklaştığımız zaman önce tezi ortaya koymamız gerekir. Bu ise, karşı tezin varsa güçlü noktaları bazı saf gönüller üzerinde olumsuz etki bırakır.“Batılı tasvir, safi zihinleri idlaldır” şeklindeki Bediâne vecize bu gerçeği altını çizmiştir.

Bir dane-i hakikat batmanlarca hayalleri bir anda yıkabilir. O halde, hakikat erbabına düşen görev, başkasının kötü ve yanlış taraflarını değil, kendi sabitelerini/davalarının hakikate dayalı  ölçülerini ortaya koymaktır. “Müspet hareket etmek, menfi hareket etmemek” düsturunun bir anlamı da budur. 

Sorunun cevabı olarak diyoruz ki, “Evet, İslam’a karşı olan fikirlerle Müslümanların mücadele etmesi farzdır..” Fakat bunun yegâne metodu silahı iyi kullanmaktır. Düşmanın silahının çürük olduğunu, bir işe yaramadığını, tutukluluk yaptığını söylemek ve yüzlerce sene bunu dünya-aleme ilan etmekle meşgul olmak değerli zamanı heba etmekten başka bir işe yaramaz. Çünkü zafer düşmanın silahından çok, bizim silahı iyi kullanıp kullanmadığımıza bağlıdır. 

Bu asırdaki cihad, manevîdir; fikir ve bilgi silahıyla yapılmaktadır. Eğer biz dinimizi gereği gibi bilmiyor, onun gerçeklerini ortaya koyacak donanıma sahip olmuyor, asrın silahıyla silahlanmıyorsak insanlık adına zafer kazanmamız mümkün değildir. 

Evet bu gibi cahil ve saldırgan dinsiz akımlara karşı cihad edeceğiz, mücadele edeceğiz.. Ancak, metodunu iyi kullanacağız. Fiilen güzel ahlakımızla, ağırbaşlı duruşumuzla yapacağız.. Sözlü olarak da, güzel bir edebiyatımızla, meramı ifade den güzel fesahatimizle, konuyu aydınlatan güzel bilgilerimizle donanmış olacağız.

Özetle, bütün yönlerimizle Allah’ın dinini, Kur’an’ın güzelliğini, İslam’ın evrensel ahlakını göstermiş olacağız. “Karanlığa sövmek yerine bir ışık yakacağız..”

İşte bütün gücümüzle yakacağımız bir ışığa sahip olmaya çalışacağız. 

Deccalizme hizmet eden her kişi veya gurup Deccal olarak nitelendirilmektedir. Dolayısıyla bu kuruluşunda hedefi İslam'ın nurunu söndürmek isteyen Deccalizme hizmet etmek olduğunu söyleyebiliriz.

Dünyada Yahudilerin kurduğu ve dünyaya hükmetme emellerini gerçekleştirmek isteyen kuruluşlar vardır. Nitekim ikiz kulelerin yıkımının planlı olduğu hususunda medyada bir çok açıklamalar yer edinmiştir.

Küçük çaplı depremlerin olması mümkün olsa da bu şiddetteki depremin onlar tarafından yapıldığını iddia etmek pek de makul olmaz.

Japonya da sık sık depremler olan bir ülkedir. Dolayısıyla depremle ilgili kartların olması gaybı bilmek anlamına gelmez.

Daha önce bir çok senaryolar dillendirilmiş ancak İslamiyete darbe vuramamışlardır. Onların planları varsa Allah'ın da planı vardır. Allah'ın iradesi olmadan hiç kimse bir şey yapamaz. İnşallah 2012 yılı İslamiyetin daha büyük inkişafına vesile olacaktır.

Bunlar içinde kafir cinlerle irtibata geçen kısımları da olabilir. Bu mümkündür. Ancak kafir cinler gaybı bilemezler. Bazı tahminleri tutsa da bu binde bir ölçüdedir.

Siyonistlerin bu senaryolarını gözümüzde büyütmemek gerekir. Ancak onların emellerini boşa çıkarmak için de her müslümanın maddi ve manevi yönden terakki etmesi lazımdır.