31 Mart 2015 Salı

     İLLÜMİNATİ VE BAZI KARŞI ÇIKAN ÜNLÜLER

•Micheal Jackson’ın ‘They Don’t Really Care About Us’ adlı ‘yasaklanan’ videosunu izlediğinizde farkına varırsınız.

TEK GÖZ sembolü içeren bir duvarın önünde şarkının ‘beni korkutmaya çalışıyor, beni öldürmek istiyorlar’ dizelerini söyler MJ. 



Micheal Jackson’ın ‘They Don’t Really Care About Us’ adlı ‘yasaklanan’ videosunu izlediğinizde farkına varırsınız.

TEK GÖZ sembolü içeren bir duvarın önünde şarkının ‘beni korkutmaya çalışıyor, beni öldürmek istiyorlar’ dizelerini söyler MJ.

Daha sonra yeniden duvarın önünde ‘Ama asla beni ele geçiremeyecekler’ demiştir.(Şarkı sözlerinin bu tek gözlü duvarın önüne gelmesi imkansız.)




                               


• Eminemde ilk söhret olmaya başladığında bu illetin içerisindeydi. Ancak son albümünde ve baba olduktan sonra cok degisti. Rihanna ile yaptığı düette, Rihanna hayranlarını kendi tarafına çekmek amaçlıydı. Çünkü Eminem bu sisteme karsı çıkmaya başlayınca medya vb. basın organları tarafından sindirilmeye başlandı. Ve eger susmazsa bu sekilde sesini duyurmaya devam ederse maalesef sonu Micheal Jackson gibi olacak…
Eminem’in,Lady Gagaya ödül verdiği sıradaki korku dolu baskıslarını kıyafetinin çirkinliğinden mi sanıyorsunuz? Tabii ki Hayır.
O kıyafetteki mesajdan dolayı dehşete düşmüştü ki son zamanlarda tehdit aldığı söyleniyor. 




                         






VE JUSTİN BİEBER…

Oda önceden bu sistemin içerisindeydi. Fakat annesi öğrenince onu alelacele bu sistemden çıkardı. Justin sonradan bu sistemin hic birseyine karışmadı. Ne örgüte tekrar üye oldu ne de karsı cıktı. Justin’ın tek göz fotoğrafı var ama o sadece poz. Justin MJ’yi örnek alıyor eger sistemi acıga vericek birsey yaparsa ya da Micheal J gibi onlarla savaşırsa Eminem’den sonra sıra Justin’a gelecek. Yani justin onların isine karışırsa Eminem’den sonra o öldürülecek. Justin suan yeterince ünlü ama eger belieberlar ondan Selena Gomez yüzünden vazgeçmeye baslarsa onu bu sisteme sürükleyen biz oluruz. Bazı yerlerde Justinın hala örgütte olduğunu söylüyorlar. YALAN ! Pattie bunu duyunca onu hemen çıkardı. Ve sunuda unutmayın Justinın bu kadar ünlü olmasının nedeni bu sisteme önceden üye olması değil, yakışıklı olmasından ve belieberların ona duyduğu asktan dolayı bu kadar ünlü. Justinın suan örgütte olduğuna sakın inanmayın. Cünkü justinın bi röportajı var ve söyle diyor ;
- Ben hristiyanım,her programa çıkmadan önce dua ediyorum ve her nimete şükrediyorum. İlluminati gibi gruplardan da uzak duruyorum.
Justinın 1 yılda 20 milyon hayrana ulaşmasının nedeni illuminati değil. Son 1 yılda 1 film, 1 kitap çıkardı. Selena Gomezle olan ilişkisinden dolayı sürekli gündemdeydi. Yaptıgı yardımlardan dolayı övgüler aldı. Kısaca ister inanın ister inanmayın justin şuan bu illetin içinde değil ve TEHLİKEDE !







NEDEN POLİSE GİDİLMİYOR ?

10 milyon gelse illuminati örgütünü kapatamaz. Dünyada bu olaydan haberdar olan insan cok olsa ilgili olanlar cok az ve sadece bizimle yetmez daha fazlamız gerekiyor.İsteseler Obama’yı öldürebilecek güçteler !
   İLLÜMİNATİ' NİN GİZLİ PLANI VE ÜLÜLER ALEMİ


Eminem kızı olduktan sonra endüstriden kendini koparmak istedi. Bu o kadar kolay değildi. İşte size Eminem üzerinden ünlülerin dünyasına dair farklı bir persfektif:





Bu yazıda okuyacaklarınızı saçma bulabilirsiniz veya kuşkuyla yaklaşabilirsiniz. Önemli değil.
Ancak sebebiniz ana akım medyada bu tür şeylerden bahsedilmemesiyle, o zaman yanılıyorsunuz demektir.
Ünlü rapçı Eminem üzerinden MTV veHollywood starlarının tükenişinin farklı bir analizini okuyacaksınız.
Bu yazıda klasik bir şöhreti kaldıramama hikâyesi beklemeyin.
Tupac Shakur'dan Michael Jackson'a kadar düzene başkaldıran pek çok ismin ortak kaderlerini göreceksiniz.
Eminem’e ne oldu?
2000’lerin başında tavan yapan şöhretinin birdenbire sönüp gitmesi size de tuhaf gelmiyor mu? 2010‘da çıkardığı Recovery (İyileşme) isimli albümü kötü olduğu için mi medyada yer bulmadı, yoksa birileri artık göz önünde olmasını istemiyor muydu?
Öncesinde Eminem bir klibinde lise arkadaşı Proof’un bir bar çıkışında öldürüldüğü sahneyi canlandırmıştı. Canlandırma gerçeğe dönüştü. Eminem’in en yakın arkadaşı rapçi Proof 2006’da bir bardan çıkarken öldürüldü. Bu Eminem için açık bir uyarıydı. Recovery’de de bu olaydan bahsediyor ve diyor ki “ruhumu şeytana sattım/geri alamayacağımı biliyorum/ sadece terk edip gitmek istiyorum.” Bir başka dizesiyse “git ve bir başkasıyla evlen/bir başkasının ruhunu al.” Çoğunluk, bunu boşandığı eşine söylediğini sanıyor ama aynı albümde şeytanın sesini de duyabilirsiniz; “en iyi arkadaşını aldım/karını elinden aldım/şöhret güzel geliyordu/şimdi ne oldu.”
Elbette bu konuşulanları akşam evde otururup televizyon kanalları arasında zap yaparken bulamazsınız. İnternette yani kimilerinin “çöplük” olarak adlandırdığı mecrada biraz araştırma yapmanız gerekiyor.
Denilen o ki, şu “ruhunu şeytana satma” meselesi metaforik bir söylemden çok daha fazlası demek oluyor. ABD’nin 1960’lardan itibaren yürütmeye başladığı MK Ultra projesinin pek çok ünlüyü henüz küçük yaştan itibaren zihinsel kontrol altında tutmak için geliştirdiği bir yöntem olduğu iddia ediliyor.
Rock grubu Muse’un da bir şarkısına isim veren bu yöntemi uzun uzun anlatmak için yerimiz yok ama detaylarını ve ABD hükümetinin çocuk yaşta aile içinde cinsel istismara uğrayan kobaylar üstünde yaptığı deneylerin detaylarını 1994’te yazılan “Transforming America” isimli kitapta bulabilirsiniz.
Biz kısaca özetlersek; kişinin zihninin elektroşok yöntemiyle birkaç parçaya bölünmesi ve zihne farklı kişilikler eklenerek yönlendirilebilir hale gelmesi diyebiliriz. MK Ultra yöntemi üzerine kurulan Monarch projesi kapsamında pekçok Hollywood ve MTV yıldızının kişilik bölünmesine maruz bırakıldığı ve bölünen kişiliklerden birine şeytana tapan, masonik bir bilinçaltı yerleştirildiği söyleniyor. Bu yöntem ne kadar küçük yaşta uygulanırsa o kadar etkili oluyor. Yönteme maruz kalan kişi rüzgârda sallanan bir kelebek gibi ne yaptığını bilmez hale geliyor ve pekçok yıldızın kullandığı kelebek desenli aksesuvarın da buna bir gönderme olduğu söylenebilir.
Monarch’ın en ağır boyutuna maruz kalanlarınsa Britney SpearsChristina Aguilera veJustin Timberlake gibi sık sık ruhsal sarsıntılarıyla medyanın gündemine oturan isimler olduğu öne sürülüyor.
Hatta Britney Spears’ın bir keresinde saçını kazıtması ve o dönemde ağır bunalım geçiriyor olması bu durumdan kurtulmak için yaptığı girişimlerin bir sonucu olarak gösteriliyor. Yani tıpkı Eminem’in alter egoları Slim Shady ve Marshall Mathers gibimüzik starlarının özdeşleştiği karakterler sahne şovundan ibaret değil.
Peki tüm bu çabalar ne için?
İşin can alıcı kısmı da burada.
11 Eylül saldırılarından, doğal felaketlere, ekonomik krizlere kadar her şeyi örgütlediği öne sürülen şu meşhur -şeytana tapan- İlluminati topluluğunun nihai amacı için. Bu amaçlara konumuz müzik endüstrisi olduğu için şimdilik değinmeye gerek yok.
Öte yandan politikacılardan filmlere kadar pekçok yerde duyduğunuz “yeni dünya düzeni” fenomeni yani tek bir dünya devleti ütopyası için olduğunu söyleyebiliriz. Biz müzik endüstrisine dönelim.
Eminem kızı olduktan sonra endüstriden kendini koparmak istedi. Şarkılarında artık “3 a.m. Rainman” gibi satanizme atıfta bulunan semboller değil yaşadığı süreçle ilgili sözler yer alıyordu. Ancak önceki örneklere bakarsak bu pek kolay bir işe benzemiyor.
Rapçi Tupac Shakur 90’larda milyonlarca gencin hayran olduğu bir isimdi. Sonrasında birden devre dışı kaldı. Önce tecavüzle suçlandı -olayın gerçekleştiğine dair en ufak bir kanıt bulunamadı- sonra da öldürüldü.
Michael Jackson’ın kuşkulu ölümünün ardında da benzer olaylar dizisi vardı. Jackson 1990’da şöhretinin zirvesindeyken yaptığı “Black Or White” klibinin başında yer alan yaklaşık dört dakikalık dans sahnesi sırf seyirciye yeteneğini göstermek için yapılmamıştı. “Music Industry Exposed” isimli belgeselde bu klibin analizi yapılırken Jackson’ın çok açık şekilde bir arınma ayini yaptığı ve şeytanları kovduğu iddia ediliyordu. Yine dans sırasında yaptığı figürlerle aynı zamanda endüstrinin sahiplerine açıkça meydan okuyordu. Sonrasında Michael Jackson’ın imajı yavaşça sarsılmaya başladı. Çocuk tacizi davaları -yine kayda değer bir kanıt bulunamadı- ve cilt hastalıklarıyla ilgili spekülasyonlar ünlü yıldıza zarar verdi. Ancak o yine de dünya çapındaki hayran kitlesiyle egemen sınıf için bir tehditti. 2009’daki röportajlarından birinde sevenlerine “dünyayı kurtarmak için sadece dört yılınız kaldı” diye sesleniyordu.
Bu tarih de bizi Marduk’un dünyaya çarpacağı ya da yeni mesihin gezegenimize iniş yapacağı öngörülen 2012’ye götürüyor. Acaba Jackson çok mu şey biliyordu da eceliyle! öldü.
Eğer bu söylenenler doğruysa Eminem de şu an aynı sürecin içinde ve kendini kurtarmaya çalışıyor.
Hugo Chavez gibi ABD’nin Japonya’daki depremi tetiklediğini söyleyenlerse deli damgası yiyor. Bu arada Chavez de kısa süre önce kanser teşhisiyle hastaneye kaldırılmamış mıydı?
Amy Winehouse’la bitirmemiz lazım. Müzik tarihinde bir daha bulunamayacak sese sahip olan bu kadın acaba neden öldü?
Uyuşturucu bağımlılığını sebep olarak gösterebilirsiniz ama otopsisinde uyuşturucuya ait bir iz bulunmamasını nasıl açıklayabiliriz.
Yoksa Winehouse da birilerini rahatsız edecek şeyler mi yapmıştı
Illuminati prensesi RIHANNA
Eminem ve Tupac gibi isimler kendi savaşlarını sürdüredursun. Müzik ve film dünyasındaki pekçok ünlü gizli örgütlerin maşası olmakla suçlanıyor.
MTV’nin gözde ismi Rihanna’nın bir çok klibi incelendiğinde Masonluk ve Satanizm’e ait bilinçaltı mesajları görmek mümkün.
Hatta S&M isimli şarkının klibinde Rihanna’nın arkasında geçen yazılarda açık şekilde Princess Of İllimunati(İllimunati Prensesi) yazısına rastlamak da mümkün.
Yine Beyonce’nin Tiflis tabelası ve üstünde devrim yazısı yazan arabanın etrafında geçen kilbinden bir hafta sonra Gürcistan’da başlayan halk ayaklanmasına tesadüf mü demeliyiz?
Piramitin üstündeki tek göz, damalı zemin gibi pekçok sembolün ortaklaşa kullanıldığı kliplerin MTV’nin en çok izlenenleri arasında olması bir tesadüf mü? Elbette amacımız bir insan avı başlatmak değil ama bu pek yankı bulmayan iddialar da bir hayli ilgi çekici.
Öte yandan bu iddialar gerçekse İllimunati ya da diğer içiçe geçmiş bu gruplar neden kendilerini bu şekilde afişe etmek istiyor?
80’lerde John Todd isimli bir komplo teorisyeni İllimunati ve bağlı örgütlerle ilgili pekçok bilgiyi ortaya çıkardı. Sonrasında Todd, örgüte başkaldıran pekçok sanatçıya benzer şekilde tecavüz suçlamasıyla 30 yıl hapse mahkum edildi. Ancak bu örgütler ağı artık tamamen gizlenemeyeceğini anlayıp kendilerini kontrollü bir şekilde afişe etmek bunu yaparken de insanların gözünü korkutmak istiyor olabilir.
Biraz araştırma yaptığınızda bu isimlerin dışında Johnny DeepNatalie PortmanKatty Perry ve Kanye West gibi isimlerin de benzer sembollerle ilişkilendirilen yapımlar veya müziklerde yer aldığını göreceksiniz.
Eğlence sektörünün bu konudaki son gözdesiyse Lady Gaga. Şarkı ve kliplerinin kimi zaman açıkça şeytana tapınma ayinleri olduğu iddia edilen sanatçı için çizilen imajın ve hakkında çıkarılan “acaba travesti mi” söylentilerinin de bilinçli ve MTV izleyici kitlesini manipule etmeye yönelik olduğu söyleniyor.
Aslında bu anlattıklarımız çok da gizli şeyler değil. Katty Perry bir röportajında açık şekilde “16 yaşımda müzik dünyasına girdiğimde işler yolunda gitmedi, ben de ruhumu şeytana sattım” diyordu.
Bundan sembolik bir anlam da çıkarabilirsiniz ama bir de Bob Dylan’ı dinleyin. “Bir anlaşma imzaladım” diyor.
Röportajcı soruyor; “kiminle?
Bilirsin işte büyük şefle.
Karşısındaki ısrarlı, “peki ne için?
Yanıt, “şu anda bulunduğum konuma gelmek için.”

26 Mart 2015 Perşembe

          NASIL ULLUMİNATİ OLUNUR ?

İlluminati insanları Şeytan'a tapmaları için yönlendiren topluluğa denir. Bu topluluğa sadece hayatı refah içerisinde olanlar katılabilir. Yani eğer zenginseniz İlluminati olabilirsiniz. Eğer fakir veya orta haldeyseniz İlluminati olamazsınız. Bunun nedeni ise fakir ve orta halli kişilerin çok işleri vardır. Bu topluluğa fazla zaman ayıramıyacağanızdan ötürü İlluminati olamazsınız. Lakin zamanında fakir iseniz sonradan zengin olup İlluminati'ye geçecek olursanız bu konuda sıkıntı olmaz rahatça kayıt olabilirsiniz. Bir İlluminati'ye katılacak kişi daha önce ceza evinde olmamalıdır. Lakin örgüt içerisindeyken bu olay olursa pek sorun yaşanmaz. İlluminati'ye üye olmanız için size üç kişinin bazı localarda iki kişiye kadar inebilir şahitlik etmesi gerekir. Bu kişiler tabii ki de örgütün içinde olan kişiler olmalıdır. İş sektöründe adınız iyi anılmalı ve saygın olmalısınız. Tabii ki de 18 yaşını doldurmak zorundasınız. Son olarak ise Tanrı'ya inanmak şarttır. İnanmasanız bile inanmış gözükmeniz yeterli asıl amaç Şeytan'ı yüceltmek. Kısacası bu niteliklere sahipseniz gidin bir locaya üye olmak istediğinizi söyleyin zaten alırlar bu localara katılınca iş hayatınızda yücelir gücünüze güç paranıza para katarsınız lakin ruhunuzu ve hürlüğünüzü satmış olursunuz seçim sizin.







23 Mart 2015 Pazartesi

          ÇİZGİ FİLM VE GERÇEKLERİ


1- Heidi çizgi filminin orjinalinde Heidi dedesi tarafından tecavüze uğruyor.
2- Pembe Panterin orjinalinde Pembe Panter atalarının adını lekelediğini iddiasıyla kara panterler örgütü tarafından parçalanarak öldürüldü.
3- Kırmızı Başlıklı kızın sonunda ne büyükanne neden oduncu yoktur kurt büyükanneyide kırmızı başlıklı kızıda yemiştir ve masal bitmiştir.
4- Hansel Ve Gretel masalının orjinalinde Hansel ve Gretel onları esir alan cadının gırtlağını keserler ve kaçarlar.
5- Şirinlerin neden mavi oldugunu biliyormuydunuz ? Çünkü daha blue çağındalar.
6- PowerPuff Girls çizgi filmindeki buttercup eşcinselir.
7- Winnie The Pooh çizgi filminin sonunda Piglet Ve Winnie evleniyor.
8- Cedric çizgi filminin sonunda cedric Chene tecavüz ediyor ve evleniyorlar.
9- Sünger Bob çizgi filminin sonunda Patrick ve Sünger Bob yengeç restoranında çıkan yangında ölüyorlar.
10 - Casper eşcinseldir.
11- Tweety çizgi filminin sonunda Tweety Sylvester'ın kollarını ve bacaklarını kesiyor.
12- Taş devri çizgi filminin sonunda Vilma çakmaktaş ve Beti moloztaş kocalarından gizli bir ilişki yasıyorlar ve çizgi filmin sonunda evleniyorlar.

13- Red Kit çizgi filminde, Red Kit dalton kardeşlerin ortancasıyla ilişkiye giriyor ve öldürülecekken kaçıyor.





22 Mart 2015 Pazar

                  İLLUMİNATİ ÖRGÜTÜ  GELİŞİM SÜRECİ VE GÖZDEN DÜŞÜŞ



   Bundan önceki Illuminati Örgütü  Etimoloji ve Kuruluşu başlığı altında yayınladığım araştırmada, Illuminati'nin kuruluşuna ve Masonluk ile ilişkisine açıklık getirmeye çalışmıştım. Bavyera'nın ünlü baronu Adolph Knigge (1752-1796), Illuminati örgütüne katıldıktan sonra örgüte yeni dereceler getirmiş ve bir nevi reformize etmiştir. Bununla birlikte Illuminati'nin hızla gelişim ve Bavyera dışına yayılma süreçleri başlamıştır.                                                                   

 
                                              GELİŞİM SÜRECİ
             

Illuminati örgütü, gelişme sürecinin zirvelerini yaşarken bütün Almanya'da ve Avusturya'da 600-700 civarında üye kazanmıştı. Baron Knigge'nin örgüte katılmasıyla kendi sosyal çevresinden önemli profesörler ve düşünürler de Illuminati'ye girmişlerdi. Hatta örgüt sayısını arttırmak için halka inmiş sosyal çevresi güçlü olan memurları ve din adamlarını da kendi yapısı içine katmıştı. Örgüte katılan üye profili hakkında detaylı açıklamayı Helmut Reinalter, Mozart ve Gizli Örgütler isimli objektif araştırmasında şu şekilde yapıyor:

Bu üyelerin büyük bir bölümünü memurlar, profesörler ve din adamları oluşturuyordu. Bunlar arasında büyük oranda asiller bulunurken, tüccarlar ve küçük burjuvalar çok az sayıyla temsil ediliyordu. (REINALTER, Helmut, 2010: 129)
Örgütün giderek güç kazanması ve Almanya çapında önemli üyeleriyle yaygınlaşmaya başlaması, çeşitli söylentilere yol açıyordu. Örgütün bu aydınlanmacı hatta reformist yapısı ve iktidarların, siyasetin reformize edilmesi amaçları güttüğü belirtilen politikası, örgüte karşı anti bir hareket yaratmıştır. Örgüt hakkında iktidar söylentilerinin bu denli kuvvetlenmesinin ardından 22 Haziran 1774 tarihinde Illuminati örgütü ve bu örgütle birlikte hareket ettiğine inanılan Masonluk oluşumunun faaliyetleri Bavyera'da yasaklanmıştır. 




                             GÖZDEN DÜŞÜŞ VE GÜÇ KAYBI


      Örgütün faaliyetlerinin yasaklanması ve örgüt üyesi olduğu düşünülen kişiler üzerinde kurulan baskılar, Illuminati'nin çalışmalarını kısa bir süre durdurmuş ve yavaş yavaş gerilemeye başlamasına yol açmıştır. Bu dönemde Masonluk ile birlikte Illuminati'de farklı toplantı mekanlarında daha gizli faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyorlardı. Illuminati'nin yaşadığı güç kaybı ve gözden düşüş sürecini Reinalter, tarihi kayıtlara dayandırarak şu şekilde aktarıyor: 
Çeşitli karşıt görüşler, kişisel savaşlar ve 1784-1785 tarihlerinde deşifre olma ve kovuşturma sonunda parçalanmaya ve gizli birliği lağvedilmesine yol açtı. Örgütün deşifre olmasıyla birlikte gerici yeni bir gelişme ivme kazandı ve bununla birlikte Aydınlanma'nın din ve devlet düşmanı yönelimli olduğu kanıtını da eline aldı. (REINALTER, Helmut, 2010: 129)
Bu biçimiyle Illuminati örgütü tüm üyeleriyle birlikte ihbar edildiler. İlluminati'nin güç kaybettiği bu dönemin ardından 1789 Fransız İhtilali ile birlikte galip gelen Aydınlanma, bu örgütün bir uzantısı olarak düşünüldüğü için Jakobenler ve Fransız devrimciler önce bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya kaldılar. Bu dönemlerde Illuminati, biraz güç kazanmış gibi düşünülse de bütün yapısıyla ifşa olduğu için kan kaybını sürdürmeye devam etti. Hatta artık basın organları bile Illuminati'yi yazmaya başladılar. 1796 yılındaki Eudamonia gazetesinde Illuminati örgütü için şu ifadeler kullanılmıştır:
Bu iğrenç birliğin niyetinin eskiyi yıkmak, tahtları ortadan kaldırmak, ahlakı bozmak, toplumsal düzeni bozmak, kısaca bütün burjuva ve dini kurumları yerle bir etmek ve diznsizliği, idam mahkemeleri ve demagojik bir anarşinin her türlü şiddetini bunun için kullanmaktadır. (REINALTER, Helmut, 2010: 129-130)
19.yüzyılın başlarında Hegel'in Illuminati örgütüne katılmasıyla bir süre daha hareketli dönemler geçiren bu oluşum, Hegel'in özellikle "milli ve küresel olayları etkileyerek, tez ve anti-tezi çarpıştırarak yeni dünya düzenini" oluşturacak senteze varmak istediği yolundaki görüşleriyle birlikte örgüt gözden düşerek, hiç bir zaman "yasal statü" altında vücutlaşamamıştır. Ancak Illuminati ile birlikte yasaklanan Masonluk, Illuminati örgütünün kendi üzerinde uygulamak istediği reformist hareketlerinden sıyrılarak kendi özgürlüğünü ilan etmiş, dönem dönem yasaklar ve kısıtlamalarla karşılaşmasına rağmen günümüzde de kanuna uygun ve yasal derneklere dönüşmüştür. Zaman içinde üye kaybeden Illuminati'nin akıbetiyle ilgili ilginç bir bilgi veren Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın resmi yayın organlarından biri olan Tesviye dergisindeki bir araştırma yazısı olmuştur. Tesviye de yayınlanan Illuminati Tarikatı başlıklı araştırmada şu ifadeler yer almaktadır: 
Amerika'da Yale Üniversitesi'nde odaklanan "Kuru Kafa ve Kemikler" (Skulls and Bones) cemiyeti bu düşüncenin mirasçısı olmuştur.    
Günümüzde resmi olarak bir Illuminati Örgütü bulunmamaktadır. Yukarıdaki kaynağa göre Skulls and Bones cemiyetiyle birlikte mental açıdan takipçisi olmaya devam ettiği belirtiliyor. Ancak Illuminati hakkında sanılanın aksine daha çok tarihsel bilgi bulunmaktadır. Bütün bu sebepler, araştırmalara komplo teorisi olarak giren, "politik gizli örgütlerin dünya çapında bir ağ yarattığı" argümanı, karşı devrimci bir icat olarak karşımıza çıkıyor. Illuminati örgütü, ahlakın egemenliğini mutlak devlete bir tehlike oluşturmadan gizli bir biçimde gerçekleştirmek istediğinden, şiddete dayalı bir devrimi çok açık biçimde reddediyordu. Bu nedenle Illuminati daha çok muhalif Aydınlanmacı despotizmin bir parçasıydı. Bu tip detayların haricinde örgüt hakkında ritüel biçimleri hatta ritüelleri esnasında giydikleri kıyafetler üzerine ortaya atılan bilgiler, tarihsel dökümanlara dayanmamakla birlikte günümüzde şimdilik bir kurgu veya bir diğer tabirle komplo olarak sayılmaktadır. 
                                                                 
          İLLUMİNATİ ÖRGÜTÜ ETİMOLOJİ KURULUŞU


Illuminati Örgütü veya Tarikatı, bugüne kadar insanların aklını en çok meşgul eden ve örgütle ilgili sağlıklı bilgilere ulaşılmadan hakkında en çok teori üretilen oluşumlardan biridir. Kimi zaman sinema filmlerinde kullanılan pek çok sembolle kimi zamanda bir toplumdaki siyasi gelişmelere veya siyasal cinayetlere paralel olarak gündeme gelen bir konu olmuştur. Aslında örgüt hakkında sağlıklı argümanların net bir biçimde ortaya konulamamış olması ve "gizli" bir oluşum olduğu yönündeki görüşler, insanların her zaman ilgisini cezbetmiştir. "Illuminati Örgütü" başlığı altında bir kaç güne yayarak yayınlayacağım araştırma dizisinde belgesel, röportaj, bir takım belge niteliğinde yazılarından, masonik ve anti-masonik kaynaklardan yararlanarak örgütün tarih içindeki oluşum, gelişim süreci, gözden düşüşü ve günümüze uzantıları üzerine akıllardaki bazı soruları yanıtlamaya çalışacağım. Elde edilen bilgi ve belgelere göre Illuminati örgütü hakkında sanılanın aksine çok sayıda bilgi olduğunu da söylemek gereklidir. 
      
                                                            ETİMOLOJİ



    Latincede "aydınlatmak" ve "ışıklandırmak" anlamlarına gelen illuminatum kelimesinden türeyerek Orta Çağ İngilizce'sinde illuminaten terimiyle karşılık bulmuştur. Günümüz İngilizce'sinde illuminate olarak ifade edilen kelime, illuminated olarak telaffuz edildiğinde "aydınlanmış, ışıklanmış, aydınlanan" anlamlarını taşımaktadır. Bazı edebi kaynaklarda illuminatus olarak dile getirilen terimin günümüz lisanlarındaki ortak karşılığı ise "gizli bir topluluğa üye olmak" anlamına da gelmektedir. 



       KURULUŞU VE MASONLUKLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE



Illuminati Örgütü, 1776 yılında Ingolstadt Üniversitesi'nde kilise hukuku profesörü olan Adam Weishaupt (1748-1830) tarafından kurulan ve amaçları evrensel bir tarihsel felsefi neden ilişkisine bağlı bulunan, o çağın Aydınlanma hareketinin önde gelen kurumlarından biridir. Bavyera'da gelişmeye başlayan örgütün üyeleri ilk etapta Alman ve Avusturyalılar olmuştur. Tarihsel açıdan üyelerinin günümüzde bile tamamının kimliklerinin bilinmemesinin en önemli sebebi üyelerin bütün bilgilerinin saklı tutulmasıydı. Bilimsel gelişmeleri yakından takip eden Weishaupt, akademik çalışmalarını ve bilim üzerine yaptığı araştırmaları toplumun önde gelenlerine yaymak amacıyla kendisine Cizvit modeli gizli bir cemiyet kurmayı hayal ederek bu topluluğu oluşturmuştu. Voltaire gibi önde gelen düşünürlerin eserlerinin kilise kurumu tarafından yasaklandığı bir ortamda Aydınlanma hareketini toplum nezdinde yaygınlaştırmak için bu örgüt özellikle "gizli" ibaresi altında oluşturulmuştu. Weishaupt, Cizvit rahiplerinden korunmak için gizliliği şart koşuyordu. 

Adam Weishaupt'un örgütün kuruluşu ve örgütün Masonluk kurumu arasındaki ilişki hakkında masonik bir kaynakta yayımlanan makaleden alıntı yapmak çalışmaya yararlı olacaktır. Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının yayın organlarından biri olan Tesviye dergisinde "Illuminati Tarikatı" başlıklı yazıda şu bilgilere yer verilmektedir:
Adam Weishaupt 1774'te Hanover'li bir Protestan Mason'la tanıştı. Önce, kurmuş olduğu cemiyeti Masonlukla birleştirmeyi düşünmüşse de, Masonluk bir "tarikat" olmadığından ve Cizvitlerle kendi yöntemleriyle mücadele etmek istediğinden bu projeden vazgeçti. 1 Mayıs 1778'de şaşaalı takma adlı beş kişi Illuminati Tarikatını kurdu. (Tesviye, 2005: 50) 
Tesviye dergisinde denildiği gibi takma adlı beş kişiden biri olan ve örgütün kurucusu Weishaupt'un kod adı, tarihsel bazı yazışma ve dökümanlara göre de "Spartacus" olmuştur. Gizli kod adları kullanmalarının en önemli sebebi o dönem özellikle Viyana'da Masonluk gibi cemiyetlerin yasak olmasıydı. Illuminati Örgütü'nin amaçlarını titiz bir araştırma sonucunda objektif bir şekilde Mozart ve Gizli Örgütler kitabında ortaya koyan Helmut Reinalter olmuştur. Reinalter kitabında Illuminati'nin amaçlarını şu şekilde aktarıyor:
Aydınlanma, doğanın kuralları çerçevesinde gelişen tarihsel süreç içinde gelişmenin bir basamağı olarak algılanıyordu. Kökeni de tarih öncesi doğal durumda yatıyordu. Bu tarihsel sürecin amacı, toplumun başlangıç noktasını, doğa durumunu kapatan bir son durumdu. Burada söz konusu olan, devletin, prenslerin ve sınıfların olmadığı kozmopolit bir dünya düzeniydi. Illuminati gibi örgütlenmeye başlayan Aydınlanmacılar insan haklarının yeniden oluşturulmasını ve Aydınlanma ve ahlakın desteklenmesini, böylelikle de iktidarların hepsini yavaş yavaş ortadan kaldırmayı programlarına aldılar. Mantık "insanların tek anayasası", insan ırkı da "bir aile ve mantıklı insanların yaşadığı dünya" olmalıydı. (REINALTER, Helmut, 2010: 123)

Aydınlanma hareketi Weishaupt için insanları ve toplumu değiştirecek ve insanın mükemmelleşmesine katkı sağlayacak "politik bir ütopya" oluşturmaktı. İlk başlarda sadece gizli öğrenci birliği olan örgüt, 1780 yılında ilk kez Bavyera dışına çıkarak yayılmaya başladı. Knigge Baronu Adolph'un da Illimunati örgütüne katılmasıyla örgüt sistemi yeniden yapılanmıştır. Bölgede yüksek nüfuza sahip olan Knigge'nin kişisel ilişkileri sonucunda örgüte çok sayıda siyaset adamı, bilim adamı ve din adamları katılmaya başladı. Örgüt bu tarihten itibaren giderek güçlenmeye başlamıştır. Baron Knigge'nin, Illuminati ile Masonluk arasında bir bağ kurmaya ve daha güçlü bir oluşum yaratmaya çalıştığı, bu nedenle de hem mason olan hem de Illuminati örgütü üyesi olan kişileri, bazı mason localarına girmelerini sağlayarak localarda illuminat oluşumları yaratmaya çabaladığı araştırmalar sonucu ortaya konulmaktadır. Masonluk, bu biçimde Illuminati'nin politik amaçları doğrultusunda daha da güçlenebilirdi.
Masonluğun, Illuminati için sadece bir kılıf olduğunu, Münih locası "St. Theodor zum guten Rath" ve Viyana locası "Zur wahren Eintracht"ın ele geçirilmesi aydınlatıyor. Bu locaların bilinçli bir şekilde ele geçirilmesinde, Knigge bir taraftan Masonlukla ilişkilerini sürdürürken; Weishaupt'un Masonluğa yönelik reform planı doğrultusunda her iki örgütün birleştirilmesi için çaba sarfettiği görülmektedir. (REINALTER, Helmut, 2010: 125)      
Bunun yanında Illuminati örgütü Masonluk yapılanmasına benzer şekilde derece sistemiyle çalışıyordu. Masonluk'ta Çırak, Kalfa ve Üstad olarak dikkat çeken temelde üç derece varken, Illuminatilerde de Minerval, Minerval Illuminaties ve Illuminaten başlıkları altında üç derece mevcuttu. Bu derecelerin tümünde örgüt tarafından verilen görevleri ve çalışmaları yerine getiren illuminatlar başarılarına ve Aydınlanmacı felsefeyi kavrama kabiliyetlerine göre derece atlatılıyorlardı. Baron Knigge, Illuminatis Major, Illuminatis Drigens ve Magnux Rex isimli yeni dereceleri de örgüte ekledi. Illuminati sisteminde Çırak olarak nitelendirilen Minerval derecesindeki üyeler, ansiklopedistlerin eserlerini okumak ve kendileri de yazı yazmaya mecburdular. Üst derecelerin kimlikleri gizli tutulurdu. Her üye diğer üyelerin bilgilerini üstlerine raporlamak zorundaydı. Tesviye dergisinde yer alan Illuminati Tarikatı başlıklı makalede Baron Knigge hakkında şu açıklamalar yer almaktadır:
O zaman Masonluğa sızıp Masonluğu kullanmak gerekiyordu. Münih'te hiç bir Büyük Loca'ya bağlı olmayan bir Mason Locası kuruldu. Locanın üyeleri Illuminat idi. Mason Illuminati'lerden Baron Adolph Knigge (1752-1796), "Philo" kod adıyla Illuminati'lerin başına geçti. Tarikatı Hürmasonluk modelinde yapılaştırdı ve birçok yeni üye kaydetti. Üyeler arasında Brunswick Dükü Ferdinand, Dük Ernest von Gotha ve ünlü şair Goethe de vardı. (Tesviye, 2005: 50) 
Illuminati ile Masonluk Arasındaki Farklar
Illuminati ile Masonluk örgütlerinin üyeleri arasında bağlar olsa da iki örgüt arasındaki fark karakterlerinde yatmaktadır. Masonluk, felsefe ve ideolojiden bağımsız, ritüellerin önemli olduğu hermetik ve ezoterik bir yapılanmayken, Illuminati, önüne ideolojik politik amaçlar koymuş, rasyonel Aydınlanmacı bir sistemdir. Bu sebeple Helmut Reinalter'in kitabında belirttiği gibi Illuminati "politik gizli örgüt" kapsamına alınmış ve tarih boyunca böyle görülmüştür. Illuminati, Masonluğun ardından "politik" bir oluşum olarak kurulmuş olmasına rağmen, kuruluş amacından da anlaşıldığı üzere Masonluk bu konuya daha mesafeli olmuştur. Ancak iki oluşumunda tarihsel süreçte Fransız İhtilali'nde olduğu gibi "politik" olarak tavır takındıkları ve destekledikleri hareketler ve devrimler olduğu da elit konsensüse göre ifade edilmektedir.
Mason olan çoğu insan Masonluktan ayrılıp Illuminati örgütlenmesine katılmıştır. Hatta bazıları her iki örgütte de çalışmaya devam etmiştir. Illuminati oluşumunun politik amaçları olması ve örgütün giderek sayısal ve sosyal çevre açısından güçlenmesi örgüt üzerine dikkatlerin yönelmesine sebep olmuştur ve yasaklarla birlikte bir baskı sürecine girilmeye başlanmıştır. Örgütün bu dönemden sonra gelişim süreci ve gözden düşüş gibi içine girdiği şaşırtıcı süreçler bir sonraki blog kaydında kaynaklarıyla birlikte devam edecektir.