22 Mart 2015 Pazar

                  İLLUMİNATİ ÖRGÜTÜ  GELİŞİM SÜRECİ VE GÖZDEN DÜŞÜŞ



   Bundan önceki Illuminati Örgütü  Etimoloji ve Kuruluşu başlığı altında yayınladığım araştırmada, Illuminati'nin kuruluşuna ve Masonluk ile ilişkisine açıklık getirmeye çalışmıştım. Bavyera'nın ünlü baronu Adolph Knigge (1752-1796), Illuminati örgütüne katıldıktan sonra örgüte yeni dereceler getirmiş ve bir nevi reformize etmiştir. Bununla birlikte Illuminati'nin hızla gelişim ve Bavyera dışına yayılma süreçleri başlamıştır.                                                                   

 
                                              GELİŞİM SÜRECİ
             

Illuminati örgütü, gelişme sürecinin zirvelerini yaşarken bütün Almanya'da ve Avusturya'da 600-700 civarında üye kazanmıştı. Baron Knigge'nin örgüte katılmasıyla kendi sosyal çevresinden önemli profesörler ve düşünürler de Illuminati'ye girmişlerdi. Hatta örgüt sayısını arttırmak için halka inmiş sosyal çevresi güçlü olan memurları ve din adamlarını da kendi yapısı içine katmıştı. Örgüte katılan üye profili hakkında detaylı açıklamayı Helmut Reinalter, Mozart ve Gizli Örgütler isimli objektif araştırmasında şu şekilde yapıyor:

Bu üyelerin büyük bir bölümünü memurlar, profesörler ve din adamları oluşturuyordu. Bunlar arasında büyük oranda asiller bulunurken, tüccarlar ve küçük burjuvalar çok az sayıyla temsil ediliyordu. (REINALTER, Helmut, 2010: 129)
Örgütün giderek güç kazanması ve Almanya çapında önemli üyeleriyle yaygınlaşmaya başlaması, çeşitli söylentilere yol açıyordu. Örgütün bu aydınlanmacı hatta reformist yapısı ve iktidarların, siyasetin reformize edilmesi amaçları güttüğü belirtilen politikası, örgüte karşı anti bir hareket yaratmıştır. Örgüt hakkında iktidar söylentilerinin bu denli kuvvetlenmesinin ardından 22 Haziran 1774 tarihinde Illuminati örgütü ve bu örgütle birlikte hareket ettiğine inanılan Masonluk oluşumunun faaliyetleri Bavyera'da yasaklanmıştır. 




                             GÖZDEN DÜŞÜŞ VE GÜÇ KAYBI


      Örgütün faaliyetlerinin yasaklanması ve örgüt üyesi olduğu düşünülen kişiler üzerinde kurulan baskılar, Illuminati'nin çalışmalarını kısa bir süre durdurmuş ve yavaş yavaş gerilemeye başlamasına yol açmıştır. Bu dönemde Masonluk ile birlikte Illuminati'de farklı toplantı mekanlarında daha gizli faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyorlardı. Illuminati'nin yaşadığı güç kaybı ve gözden düşüş sürecini Reinalter, tarihi kayıtlara dayandırarak şu şekilde aktarıyor: 
Çeşitli karşıt görüşler, kişisel savaşlar ve 1784-1785 tarihlerinde deşifre olma ve kovuşturma sonunda parçalanmaya ve gizli birliği lağvedilmesine yol açtı. Örgütün deşifre olmasıyla birlikte gerici yeni bir gelişme ivme kazandı ve bununla birlikte Aydınlanma'nın din ve devlet düşmanı yönelimli olduğu kanıtını da eline aldı. (REINALTER, Helmut, 2010: 129)
Bu biçimiyle Illuminati örgütü tüm üyeleriyle birlikte ihbar edildiler. İlluminati'nin güç kaybettiği bu dönemin ardından 1789 Fransız İhtilali ile birlikte galip gelen Aydınlanma, bu örgütün bir uzantısı olarak düşünüldüğü için Jakobenler ve Fransız devrimciler önce bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya kaldılar. Bu dönemlerde Illuminati, biraz güç kazanmış gibi düşünülse de bütün yapısıyla ifşa olduğu için kan kaybını sürdürmeye devam etti. Hatta artık basın organları bile Illuminati'yi yazmaya başladılar. 1796 yılındaki Eudamonia gazetesinde Illuminati örgütü için şu ifadeler kullanılmıştır:
Bu iğrenç birliğin niyetinin eskiyi yıkmak, tahtları ortadan kaldırmak, ahlakı bozmak, toplumsal düzeni bozmak, kısaca bütün burjuva ve dini kurumları yerle bir etmek ve diznsizliği, idam mahkemeleri ve demagojik bir anarşinin her türlü şiddetini bunun için kullanmaktadır. (REINALTER, Helmut, 2010: 129-130)
19.yüzyılın başlarında Hegel'in Illuminati örgütüne katılmasıyla bir süre daha hareketli dönemler geçiren bu oluşum, Hegel'in özellikle "milli ve küresel olayları etkileyerek, tez ve anti-tezi çarpıştırarak yeni dünya düzenini" oluşturacak senteze varmak istediği yolundaki görüşleriyle birlikte örgüt gözden düşerek, hiç bir zaman "yasal statü" altında vücutlaşamamıştır. Ancak Illuminati ile birlikte yasaklanan Masonluk, Illuminati örgütünün kendi üzerinde uygulamak istediği reformist hareketlerinden sıyrılarak kendi özgürlüğünü ilan etmiş, dönem dönem yasaklar ve kısıtlamalarla karşılaşmasına rağmen günümüzde de kanuna uygun ve yasal derneklere dönüşmüştür. Zaman içinde üye kaybeden Illuminati'nin akıbetiyle ilgili ilginç bir bilgi veren Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın resmi yayın organlarından biri olan Tesviye dergisindeki bir araştırma yazısı olmuştur. Tesviye de yayınlanan Illuminati Tarikatı başlıklı araştırmada şu ifadeler yer almaktadır: 
Amerika'da Yale Üniversitesi'nde odaklanan "Kuru Kafa ve Kemikler" (Skulls and Bones) cemiyeti bu düşüncenin mirasçısı olmuştur.    
Günümüzde resmi olarak bir Illuminati Örgütü bulunmamaktadır. Yukarıdaki kaynağa göre Skulls and Bones cemiyetiyle birlikte mental açıdan takipçisi olmaya devam ettiği belirtiliyor. Ancak Illuminati hakkında sanılanın aksine daha çok tarihsel bilgi bulunmaktadır. Bütün bu sebepler, araştırmalara komplo teorisi olarak giren, "politik gizli örgütlerin dünya çapında bir ağ yarattığı" argümanı, karşı devrimci bir icat olarak karşımıza çıkıyor. Illuminati örgütü, ahlakın egemenliğini mutlak devlete bir tehlike oluşturmadan gizli bir biçimde gerçekleştirmek istediğinden, şiddete dayalı bir devrimi çok açık biçimde reddediyordu. Bu nedenle Illuminati daha çok muhalif Aydınlanmacı despotizmin bir parçasıydı. Bu tip detayların haricinde örgüt hakkında ritüel biçimleri hatta ritüelleri esnasında giydikleri kıyafetler üzerine ortaya atılan bilgiler, tarihsel dökümanlara dayanmamakla birlikte günümüzde şimdilik bir kurgu veya bir diğer tabirle komplo olarak sayılmaktadır. 
                                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder